16 Kasım 2016 Çarşamba

GÜNCEL YASAL GELİŞMELER IŞIĞINDA DOĞUM ÖNCESİ VE SONRASI KADIN İŞÇİLERİN HAKLARI, YENİ BİR HAK OLARAK DOĞUM SONRASI KISMİ SÜRELİ ÇALIŞMA TALEBİ

Kadın işçilere, hamilelik döneminde ve sonrasında ilgili mevzuatta tanınmış ve işverence kısıtlanamayacak izinlere ayrıca 29.01.2016 tarihinde 6663 Sayılı Yasa ile İş Kanununda yapılan bir kısım değişiklikler ile belli başlı şartlar altında kısmi süreli çalışma hakkı da eklenmiştir. Ayrıca 2016 yılında yapılan değişiklikler ile üç yaşını doldurmamış bir çocuğu evlat edinenlere de bir kısım izin ve haklar tanınmıştır. Bu değişiklikler kapsamında Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca düzenlenerek 08.11.2016 tarih ve 29882 Sayı Resmi Gazetede yayınlanan “Analık İzni Veya Ücretsiz İzin Sonrası Yapılacak Kısmi Süreli Çalışmalar Hakkında Yönetmelik” de yayımlanmakla yürürlüğe girmiştir. Bu nedenlerle işbu yazımızda kadın işçilerin hamilelik döneminde ve sonrasında sahip oldukları hakları,  güncel gelişmeler ışığında, işçi kadınların haklarını bilmeleri ve haksızlığa uğramamaları için, basit ifadelerle izah edilmek istenmiştir. Ayrıca belirtmek isteriz ki, bu haklardan yararlanmak için iş sözleşmesi kapsamında bir işte çalışmak yeterli olup, İş Kanununa tabi işçi olmaya gerek yoktur.

İşveren, hamileliği süresince kadın işçiye, işçinin kıdemi ve yapmış olduğu iş önem taşımaksızın, hamilelik ile ilgili periyodik kontrolleri için ücretli izin vermek zorundadır. İşveren ayrıca hekim raporu ile gerekli görüldüğü takdirde, hamile kadın işçiyi sağlığına uygun daha hafif işlerde çalıştırmak zorundadır. Bu halde işveren, işçinin ücretinde hiçbir şekilde indirim yapamaz.

Kadın işçiler, sağlık durumlarının çalışmaya uygun olduğunu gösterir doktor onayı olmadıkça, kural olarak doğumdan önce sekiz ve doğumdan sonra sekiz hafta olmak üzere toplam on altı haftalık sürede çalıştırılamaz. Çoğul gebelik durumunda ise kadın işçi doğumundan önce on hafta ve doğumdan sonra sekiz hafta çalıştırılamaz. Kadın işçilere, doğum nedeni ile çalıştırılmadığı bu süreler için verilen izne analık izni denir. Yani, özetlersek, analık izni kural olarak tek çocuğa gebelikte on altı, çoğul gebelikte ise 18 haftadır. Ancak sağlık durumunun çalışmaya uygun olduğuna dair doktor onayını işverene sunan kadın işçi, isterse doğumdan önceki üç haftaya kadar işyerinde çalışmaya devam edebilir. Bu durumda, kadın işçinin çalıştığı süreler doğum sonrası sürelere eklenir.  Yani normal koşullarda 8/10 hafta önce çalışmama hakkı olan ancak doktor onayı ile doğumdan önceki 3 haftaya kadar çalışan ve 5/7 haftalık çalışmama süresini kullanmayan kadın işçi, doğumdan sonraki 8 haftalık çalışmama süresi yerine 13/15 haftalık sürelerde çalışmama hakkına yani analık iznine sahiptir.

Kadın işçinin erken doğum yapması halinde de doğumdan önce kullanamadığı analık izni süreleri, doğum sonrası sürelere eklenmek suretiyle kullandırılır. Ayrıca doğumda veya doğum sonrasında annenin ölümü hâlinde, doğum sonrası kullanılamayan süreler babaya kullandırılır.  Üç yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinen eşlerden birine veya evlat edinene çocuğun aileye fiilen teslim edildiği tarihten itibaren sekiz hafta analık izni kullandırılır.

Doğum sonrası analık izninin bitiminden itibaren çocuğunun bakımı ve yetiştirilmesi amacıyla ve çocuğun hayatta olması kaydıyla, kadın işçi ile üç yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinen kadın veya erkek işçilere, istekleri hâlinde birinci doğumda altmış gün, ikinci doğumda yüz yirmi gün, sonraki doğumlarda ise yüz seksen gün süreyle haftalık çalışma süresinin yarısı kadar ücretsiz izin, işveren tarafından verilmek zorundadır. Çoğul doğum hâlinde bu sürelere otuzar gün eklenir. Çocuğun engelli doğması hâlinde bu süre üç yüz altmış gün olarak uygulanır.

Yukarıda belirtilen sürelerin tümü işçinin sağlık durumuna ve işin özelliğine göre doğumdan önce ve sonra gerekirse örneğin; 3 ve daha fazla bebeğe hamile olunan çoğul gebelikte, kimyasallarla uğraşı gerektiren işlerde, doğum sonrası bebeğini emziren annenin durumu gibi yasa ile sınırlandırılmamış haklı sebeplerle artırılabilir. Bu durumda, bu sürelerin hekim raporu ile belirlenmesi gerekmektedir.

İsteği halinde kadın işçiye, doğumdan önce 8 doğumdan sonra 8 haftalık süreler toplamı olan on altı haftalık sürenin tamamlanmasından veya çoğul gebelik halinde doğumdan önce 10 doğumdan sonra 8 haftalık süreler toplamı olan on sekiz haftalık süreden sonra altı aya kadar ücretsiz izin, işveren tarafından verilir. Bu süre, yıllık ücretli izin hakkının hesabında dikkate alınamaz. Bu izin, üç yaşını doldurmamış çocuğu evlat edinme hâlinde eşlerden birine veya evlat edinene verilir.

İşveren, kadın işçilere ayrıca, bir yaşından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni vermek zorundadır ve bu sürelerin hangi saatler arasında ve kaça bölünerek kullanılacağını işçi kendisi belirleyecektir. Bu süre günlük çalışma süresinden sayılır.

İşveren, işçinin bu haklarını kısıtlayamaz. İşverenin böyle bir durumda, işçiye haklarını kullandırmaması işçi açısından, iş akdinin haklı nedenle feshi sebebi olabilir ve işçi, işverenden kıdem tazminatı ve eşitsizlik tazminatı talep edebilir.

İş kanunu madde 13’e 29.01.2016 tarihinde 6663 Sayılı Yasanın 21. Maddesi ile eklenen 5. Ve 6. fıkralar ile eşi de çalışan işçiye, yukarıda izah edilen analık izninin, çalışma süresinin yarısı kadar ücretsiz izninin veya ücretsiz izninin bitiminden itibaren ya da ücretsiz iznin bitmesini beklemeksizin bu süre kesilerek çocuğun mecburi ilköğretim çağının başladığı tarihi takip eden ay başına kadar herhangi bir zamanda kısmi süreli çalışma talebinde bulunabil imkanı getirilmiştir.

Kural olarak, kısmi süreli çalışma talebinde bulunulacağı sırada, eşi çalışmayan işçi böyle bir talepte bulunamaz. Ancak, eşin çalışmaması, çalışmayan eşin sürekli bakım ve tedavisini gerektiren bir hastalığının olmasından kaynaklı ise ve bu hastalığın tam teşekküllü hastane ya da üniversite hastanesinden alınacak doktor raporuyla belgelendirilmesi halinde bu eşte kısmi süreli çalışma talebinde bulunabilir. Ayrıca yine çocuğun velayeti mahkemece eşlerden birine verilmişse çocuğun velayetine sahip ebeveynin talepte bulunması, diğer eşin çalışıp çalışmamasına bağlı değildir. Ayrıca üç yaşını doldurmamış bir çocuğun münferiden yani sadece bir kişi tarafından evlat edinilmesi durumunda da evlat edinenin kısmi süreli çalışma talebinde bulunması ebeveynlerin her ikisinin de çalışması halinde, kısmi süreli çalışma talebinde bulunulabileceği kuralının istisnalarındandır.

Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise eşi de çalışıyor ise, işçinin kısmi süreli çalışma talebinde bulunabileceğine dair şartın, sadece başvuru sırasında aranmakta olduğudur. Şartın kısmi süreli çalışma sırasında kaybedilmesi durumunda işçi hakkını kullanmaya devam edecektir.

Yasa, işçilerin kısmi süreli çalışma talebinde bulunabilecekleri işyerlerinin belirlenmesini ise Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca çıkarılacak yönetmeliğe bırakmıştır. Bakanlık da, 08.11.2016 tarih ve 29882 Sayı Resmi Gazetede yayınlanan “Analık İzni Veya Ücretsiz İzin Sonrası Yapılacak Kısmi Süreli Çalışmalar Hakkında Yönetmelik[1]” ile gerekli düzenlemeleri yapmıştır. Yönetmeliğin 12. Maddesine göre ise,

“Kısmi süreli çalışma;
a) Özel sağlık kuruluşlarında ilgili mevzuat uyarınca mesul müdür, sorumlu hekim, laboratuvar sorumlusu ve sağlık hizmetinden sayılan işlerde tam zamanlı çalışması öngörülenler tarafından yerine getirilen işlerde,
b) Nitelikleri dolayısıyla sürekli çalıştıkları için durmaksızın birbiri ardına postalar hâlinde işçi çalıştırılarak yürütülen sanayiden sayılan işlerde,
c) Nitelikleri dolayısıyla bir yıldan az süren mevsimlik, kampanya veya taahhüt işlerinde,
ç) İş süresinin haftanın çalışma günlerine bölünmesi suretiyle yürütülmesine nitelikleri bakımından uygun olmayan işlerde, işverenin uygun bulması hâlinde yapılabilir.
(2) Birinci fıkrada sayılmayan işlerde işverenin uygun bulma şartı aranmaksızın kısmi süreli çalışma yapılabilir.”

Yönetmeliğin 13. Maddesine göre ise Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu hükümlerine göre bağıtlanan toplu iş sözleşmelerinde kısmi süreli çalışma yapılabilecek işler, 12 nci madde hükümlerine bağlı olmaksızın ayrıca taraflarca da belirlenebilir.

İşçi, kısmi süreli çalışma talebini, bu haktan faydalanacağı süre başlamadan en az bir ay öncesinde yazılı olarak ve bu talebe eşinin çalıştığına dair belgeyi de ekleyerek işverene bildirmek zorundadır.

İşçi bu talebinde, kısmi süreli çalışmaya başlayacağı tarih ile tüm iş günlerinde çalışılacak olması hâlinde çalışmanın başlama ve bitiş saatlerini, haftanın belirli günlerinde çalışılacak olması hâlinde ise tercih ettiği iş günlerini belirtmek zorundadır.  Ancak kısmi süreli çalışmanın belirlenen günlük ve haftalık çalışma süresi içerisinde yapılacağı zaman aralığı, o yerin gelenekleri, işçinin yapmakta olduğu işin niteliği ve işçinin talebi dikkate alınarak işveren tarafından belirlenecektir.

Yukarıda belirtilen usule uygun olarak yapılan kısmi süreli çalışma talebi üzerine, talebin bildirim tarihinden itibaren en geç bir ay içinde işveren, işçiye, talebin karşılandığını yazılı olarak bildirmek ve işinin talebini karşılamak zorundadır. İşverenin bu süre içerisinde işçinin talep dilekçesine cevap verilmemesi hâlinde, talep işçinin dilekçesinde belirtilen tarihte veya bu tarihi takip eden ilk iş gününde geçerlilik kazanır. İşçinin belirtilen tarihte iş edimini sunmaya başlaması durumunda, kısmi süreli çalışma talebi geçerli fesih nedeni sayılmaz.

Kısmi süreli çalışmaya başlayan işçi, aynı çocuk için bir daha bu haktan faydalanmamak üzere tam süreli çalışmaya dönebilir. Tam süreli çalışmaya geri dönmek isteyen işçi, işverene en az bir ay önce yazılı olarak talebini bildirir. Yani kısmi süreli çalışma talebinde bulunma hakkı, her çocuk için ayrı ayrı değerlendirilecektir. İşçinin daha önce kısmi süreli çalışma talebi kabul edildikten sonra tam süreli çalışmaya dönmesi, yeni doğan çocuğu için yeniden kısmi süreli çalışma talep etmesine ve talepten daha sonra dönerek tam süreli çalışmasına engel değildir.

Kısmi süreli çalışmaya geçen işçinin tam süreli çalışmaya başlaması hâlinde ise yerine alınan işçinin iş sözleşmesi kendiliğinden sona erecektir. Kısmi süreli çalışmaya geçen işçinin iş sözleşmesini feshetmesi hâlinde ise yerine alınan işçinin iş sözleşmesi yazılı onayı olması koşuluyla fesih tarihinden itibaren belirsiz ve tam süreli sözleşmeye dönüşecektir. Bu düzenleme, hukuki öngörülebilirliği ortadan kaldırması ve kısmi süreli çalışmaya geçen işçi yerine alan işçinin İş Kanununda korunan diğer hakları ile anayasal haklarını tehlikeye düşürmesi bakımından tarafımızca eleştiriye açık bir düzenlemedir.

Tüm bunlardan sonra ise belirtmek isteriz ki, kısmi süreli çalışma talep eden işçinin ücreti ve paraya ilişkin bölünebilir menfaatleri çalıştığı süreye orantılı olarak ödenecektir.

Avukat Kübra Gözde ELİKÇİOĞLU




[1] Yazının devam eden bölümlerinden Analık İzni Veya Ücretsiz İzin Sonrası Yapılacak Kısmi Süreli Çalışmalar Hakkında Yönetmelik anlamına gelmek üzere sadece Yönetmelik kelimesi kullanılacaktır.