31 Ekim 2016 Pazartesi

DURUŞMA GÜN VE SAATİNİN UYAP ÜZERİNDEN ÖĞRENİLMESİ


Ülkemizin yaşadığı olağanüstü hal döneminde, oldukça sık bir şekilde; hakimlerin izinde olması/istinafa gitmesi/geçici hakimin dosyalara bakamayacağını bildirip taraflar ve/veya vekillerinden mazeret dilekçesi sunmalarını istemesi gibi nedenlerle, vekiller  sık sık mazeret dilekçeleri vermektedir. Bu mazeret dilekçelerinde ise  "duruşma gün ve saatinin UYAP üzerinden öğrenilmesine karar verilmesi" şeklinde talepte bulunmanın genel bir uygulama halini aldığını söylemek herhalde yanlış olmayacaktır. Ancak Yargıtay, duruşma gün ve saatinin UYAP üzerinden öğrenilmesine şeklinde verilen kararların, hukuki mesnedi bulunmadığına, HMK'da böyle bir düzenleme bulunmadığına hükmetmektedir. Yargıtay aşağıda yer alan emsal kararlarında, mazeret dilekçesi verilen duruşmada tayin edilen duruşma gün ve saati, kendisine usulüne uygun olarak tebliğ edilmeyen davacı vekilinin duruşmaya gelmemesi halinde dosyanın işlemden kaldırılması kararı verilmesini, hukuka uyarlı bulmamaktadır. Yargıtay, böyle bir durumda, basit yargılama usulüne tabi bir davada ise dosyanın ikinci kez takipsiz bırakıldığından bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği gerekçesi ile Yerel Mahkeme kararlarının BOZULMASINA karar vermektedir.

T.C. YARGITAY 5. HUKUK DAİRESİ
E. 2015/27653 - K. 2016/6754 - T. 31.3.2016

DAVA : Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Davanın açılmamış sayılmasına dair verilen yukarda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeyle istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece, davanın ikinci kez takipsiz bırakıldığından 6100 Sayılı HMK'nin 150/6 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Yapılan incelemede, davacı vekilinin 28.5.2015 tarihli duruşmadan önce gönderdiği dilekçesinde yeni duruşma gününün UYAP üzerinden öğrenmeyi kabul ettiğine dair herhangi bir beyanının olmadığı, bu itibarla yeni duruşma günü belirlendikten sonra bu tarihin masrafı davacı vekilinden alınmak suretiyle davacı tarafa tebliğ edilmesi gerektiği gibi, davacı vekiline yeni duruşma gününü UYAP üzerinde öğrenme yükümlülüğü de yüklenemeyeceğinden bu yönteme uyulmadan yapılan oturuma davacının katılmadığı gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilemez.

Öte yandan, 30.6.2010 tarihinde yürürlüğe giren ve Kamulaştırma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair 5999 Sayılı Kanunla 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen ve 11.6.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 Sayılı Kanun ile değişikliğe uğrayan geçici 6. madde ile 9.10.1956-4.11.1983 tarihleri arasındaki dönemi kapsayan kamulaştırmasız el atma davaları da Kamulaştırma Kanununu kapsamına alınmış bulunduğundan, bu döneme dair kamulaştırmasız el atmalardan kaynaklanan davalardada basit yargılama usulü uygulanması gerekir.

Bu itibarla, taşınmaza hangi tarihte el atıldığı tespit edilerek, 9.10.1956-4.11.1983 tarihleri arasında el atıldığının belirlenmesi halinde HMK' nin, 320/son. maddesi, 4.11.1983 tarihinden sonra el atıldığının tespit edilmesi halinde ise HMK'nin 150. maddesi uyarınca işlem yapılması gerektiği gözetilmeden, bu yönde bir araştırma yapılmadan, yazılı şekilde hüküm kurulması,

Doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Taraf vekillerinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan hükmün BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 31.3.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C. YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ
E. 2016/14095 - K. 2016/12216 - T. 23.5.2016

DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile hafta tatili ücreti, genel tatil ücreti, fazla mesai ücreti, ücret alacağı, prim alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkemece, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : A-) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, müvekkilinin fazla mesai ücretleri ödenmediği için iş akdinin feshettiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tezminatları ile 2013 yılı Aralık ayı maaş ve prim alacağı, hafta tatili, genel tatil ve fazla çalışma ücretlerinin ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Davacı vekili, 10.3.2015 tarihli duruşmada, kıdem ve ihbar tazminatlarına yönelik davalarından feragat ettiklerini belirterek bunun dışındaki alacaklarının tahsiline karar verilmesini istemiştir.

B-) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, davacının başka bir yerde çalışmak için istifa ederek işten ayrıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

C-) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, dava, davacı tarafından takip edilmeyerek 30.9.2015 tarihinde işlemden kaldırılmış olduğundan HMK.nın 150/5. maddesi gereğince süresinde yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

D-) Temyiz:

Kararı davacı temyiz etmiştir.

E-) Gerekçe:

Dosyanın incelenmesinden, davanın yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırıldığı 30.9.2015 tarihinden önceki celse olan 18.6.2015 tarihli celse için davacı vekilinin mazeret dilekçesi sunduğu, yerel Mahkemece mazeretin kabulüyle duruşma gününün UYAP sisteminden öğrenilmesine karar verildiği, 30.9.2015 tarihli celseye ise sadece davalı vekili gelerek davayı takip etmeyeceklerini belirttiğinden, yerel Mahkemenin, davanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verdiği ve 3 ay geçtikten sonra da 13.1.2016 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verdiği anlaşılmıştır.

6100 Sayılı HMK'nunda duruşma gününün UYAP sisteminden öğrenilmesi gerektiğine dair bir hüküm bulunmamaktadır.

Davacı vekilinin mazereti yerel Mahkemece kabul edildiğine göre yeni duruşma gün ve saatinin gider avansı kullanılarak davacı vekiline tebliği gerekirken, Kanunda olmayan bir biçimde duruşma gününün UYAP sisteminden öğrenilmesine karar verilmesi, bu ara kararını takip eden celsede davanın yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılması ve dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten itibaren 3 ay geçtikten sonra da davanın yenilenmediğinden bahisle açılmamış sayılmasına karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde ilgiliye iadesine, 23.5.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C.  YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
E. 2014/6003 - K. 2014/11908 - T. 20.6.2014

DAVA : Taraflar arasında görülen davada Samsun 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nce verilen 9.7.2013 tarih ve 2009/252-2013/364 Sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi A. R. Bayır tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı firmanın bayiliğini yürüttüğünü, bayilik sözleşmesinin süresinin 25.6.2009 tarihinde sona ermesi sebebiyle davalıya noter aracılığıyla ihtarname göndererek sözleşmenin yenilenmeyeceğini bildirdiğini, sözleşmenin teminatı olarak davalıya verilen teminat mektubu ve çekin davalı tarafından iade edilmediğini, ileri sürerek Samsun Akbank Şubesi tarafından düzenlenen 17.6.2005 tarihli ve 224925 11-4 risk numaralı 10000.00 TL tutarlı teminat mektubunun ve aynı şubeye ait 88106 numaralı hesaba bağlı ve keşide tarihi ve yeri boş olarak davalıya verilen Z-5895155 numaralı 20000.00 TL tutarlı teminat çekinin iptaline, davalıya borçlu bulunulmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili; müvekkilinin davacıdan alacağı olduğunu, davacıya teslim edilen tüpler ve tüm emtialar teslim edilmeden teminatların iade edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından açılan davanın takip edilmeyerek işlemden kaldırıldığı, üç aylık yasal sürede davacı tarafından yenilenmediği gerekçesiyle HMK'nın 150. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.

Mahkemece yazılı yargılama hükümlerine tabi davada 5.4.2013 tarihli celsede dosyanın işlemden kaldırıldıktan sonra süresinde yenilenmediğinden bahisle HMK'nın 150/1. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.

Somut olayda; davacı vekilince 24.1.2013 tarihli dilekçeyle 25.1.2013 tarihli celse için mazeret bildirilmiş, mahkemece bu tarihte yapılan duruşmada davacı vekilinin mazereti kabul edilerek 5.4.2013 tarihine bırakılan yeni duruşma gününün davacı vekilince sistemden öğrenilmesine karar verilmiştir. Ancak, 6100 Sayılı HMK'nın uygulama alanını, adli yargı ilk derece hukuk mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinde tutulacak kayıtlar ile yazı işleri hizmetlerinin yürütülmesi ve bu işlemlerde UYAP'ın kullanılmasına dair usul ve esasları düzenlemek amacıyla çıkartılan Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği'nin 52. maddesi gereğince tebligat işlemleri 7201 Sayılı Tebligat Kanunu ile Tebligat Kanunu uyarınca çıkarılan yönetmeliklere göre fiziki ya da elektronik ortamda yapılacaktır. Elektronik tebligat usulünün düzenlendiği Tebligat Kanunu'nun 7/A maddesindeki düzenleme ve Elektronik Tebligat Yönetmeliği hükümleri de dahil olmak üzere, Tebligat Kanunu ve çıkarılan Tebligat yönetmeliği hükümleri incelendiğinde; duruşma gününün UYAP'tan öğrenilmesi usulünün uygulanabileceğine yönelik bir düzenlemeye yer verilmediği görülmektedir. Kaldı ki, davacı vekilince sunulan mazeret dilekçesinde duruşma gününün sistemden öğrenileceğine dair bir talep bulunmadığı gibi talep olsa dahi mahkemece bu yönde bir karar verilemez.

O halde mahkemece davacı vekilinin mazereti kabul edildiğine göre, 5.4.2013 tarihli yeni duruşma gün ve saati davacı vekiline usulüne uygun bir şekilde bildirilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödenen temyiz peşin harcın istemi halinde temyiz edene iadesine, 23.6.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder